Egemenliğin millete geçtiği mutlu dönemecin 95. yılındayız. TBMM’yi açarak Egemenliği ulusa vermek isteyen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları karşılarında kimleri bulmuştu?
-Emperyalizm işbirlikçisi bir Padişah-Halife Vahdettin ve Osmanlı Hükümetlerini,
-Emperyalist işgalci İtilaf Devletleri (İngiltere, Fransa ve İtalya) ve onların maşası olan Yunanistan’ı,
Mondros ve Sevr Süreci millette tam bir şok etkisi yaratmıştı. Önüne çıkan kim olursa olsun ezmeye kararlıydı. 23 Nisan 1920 bu kararlılığın bir sonucudur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 1927 de yaptığı büyük nutkunda “Beliren Ulusal Savaşın tek amacı, yurdu dış saldırıdan kurtarmak olduğu halde; bu savaşın, başarıya ulaştıkça, Ulusal Egemenliğe Dayanan Yönetimin bütün ilkelerini ve kurumlarını, evre evre, bugünkü döneme kadar gerçekleştirmesi, olağan ve kaçınılmaz bir Tarih Akışı idi. Bu kaçınılmaz Tarih Akışını, gelenekten gelen alışkanlığı ile hemen sezinleyen Padişah Soyu; ilk andan başlayarak, Ulusal Savaşımın, amansız bir düşmanı oldu.” demiştir.
Türkiye Cumhuriyeti çıktığı çağdaşlık yolunda bu gün 57 müslüman ülkede birinci sıradadır. TBMM’nin açılması çağdaş Türkiye’nin kuruluşunun meşalesidir. Bu gün egemenliğin ulusta olduğu ülkemizde milletin vekillerini millete belirlettirmeyenlere şunu sormak istiyoruz. “EGEMENLİK ULUSTA İSE VEKİLLERİ NEDEN SİZ BELİRİYORSUNUZ?”
Astığı astık, kestiği kestik, babadan oğla geçen iradenin milletin meclisine teslim edildiği, dürüst temiz bir toplum, çalışanların insanca yaşadığı, hukuki yollardan hakkını aradığı, güçler ayrılığının saygı gördüğü, yürütmenin yargı yolu ile denetlenebildiği, seçimle gelip seçimle giden demokratik yönetimlerin ve adaletli bir toplumun hedeflendiği, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının dehası ile çocuklarımıza teslim edilerek güvence altına alınan, günümüzün bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramımızı kutluyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.