• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 12 °C

on parmak da neymiş?

on parmak da neymiş?
on parmak da neymiş?

 

Neden on parmak öğrenecekmişim ki? Zaten ben klavye ile istediğimi yazabiliyorum ki

Merhaba arkadaşlar. Şu anda kimilerine göre bilgi çağı, kimilerine göre de iletişim ve bilginin birleşimi olan Bilişim çağını yaşıyoruz. Bilişim çağı olarak nitelendirebileceğim bu çağda, en önemli unsur, HIZ kavramıdır. Yani biri bir şeyleri bir başkasından veya başkalarından daha önce yaparsa o kimse veya kurum her zaman öne geçer.

Şimdi gelelim bizi ilgilendiren kısmına yani bilgisayardaki hız kavramına. Arkadaşlar bilgisayarımız ne kadar hızlı olursa olsun onu kullanacak birey eğer yavaşsa bilgisayarda yavaştır. Böylelikle bilgisayarı hızlı kullanmak, bilgisayardan alınan maksimum verimi de önemli derecede etkileyecektir.

Bilgisayara veriler klavye ile girilir. Klavye bilgisayarın en temel giriş ünitelerinden bir tanesidir. Bu donanım parçası verimli bir şekilde kullanılmaz ise doğru orantılı olarak bilgisayardan da verimli bir şekilde faydalanılamaz. Peki, klavye nasıl verimli bir şekilde kullanılır? . Arkadaşlar klavyeyi en verimli şekilde kullanmak ancak ON PARMAK metodu ile mümkündür.

On parmak metodu ise kişinin parmakları ile klavyedeki tuş bileşimini en iyi şekilde ilişkilendirerek, klavyeye bakmadan, hatta ekrana da bakmayı sınırlayan bir şekilde bilgisayara verileri girebilmektir. Benzetme yapacak olursak; saz çalan bir ozanın sazın tellerine bakmadan çalabilmesi veya otomobil kullanan birinin otomobil sürerken vites kolunun hangi viteste olduğuna bakmaması gibi.

Arkadaşlar yukarıdaki iki örnekte de olduğu gibi insan dediğimiz varlık aynı anda iki işi yapmakta zorlanır veya hiç yapamaz. Şu şekilde düşünelim. Bilgisayarda bir kitabın önsözünü yazan bir kimseyi anımsayın. Kitapta ki o metinleri yazabilmek için önce kitaba, sonra klavyeye ve son olarak da monitöre bakacaktır. Yani aynı anda üç iş yapmaktadır. Dolayısıyla daha fazla yorulacak ve vücudunu da daha fazla yıpratacaktır. Ama bu birey On Parmak metodu ile işini gerçekleştirmiş olsaydı, sadece kitaba bakarak, ekrana da arada bir bakarak hem hız olarak diğer bireyden hızlı olacak hem de vücudunu daha az yıprattığı için sağlık açısından da daha sağlıklı olacak ve daha az yorulacaktır.

On parmak klavye kullanmanın avantajları ise çok fazlardır. İki parmak kullanarak klavye ile yazı yazmakla, On Parmak metodunu kullanarak yazı yazmak arasında hemen hesaplayabileceğiniz gibi %80 gibi uçurum bir hız farkı vardır.

Ve şunu da söylemek gerekir ki On Parmak metodunu bilmeyen bir birey kesinlikle klavyeye ve ekrana bakmak zorundadır veya bakma ihtiyacı hisseder. Oysa On Parmak bilen bir kimse için böyle bir sorun yoktur. Ortam karanlık olup klavye tuşları görünmese bile On Parmak bilen bir kimse için bu sorun değildir. İnsan faktörü olarak bedenen daha az yorulur. Çünkü az parmak kullanarak yazılan bir metin parçası ile On Parmak metodu ile yazılan bir metin bloğu kesinlikle aynı zamanlarda bitmez. Ve On Parmak bilmeyen bir kimse için bir metin bloğu yazmak işkencedir. Hiçbir zaman zevk almaz. "Bitse de kurtulsam" diye mırıldanmalar yaygındır. Oysa On Parmak kullanan bir kimse zevk alarak yazar. Buna gerçekten inanın!

Gözlerimiz ekrana bakma sayısı az olduğu için daha az yorulur. Yani gözlerimizi de ekonomik kullanmış oluruz. Sağlık açısından da sağlığımızı korumuş oluruz. İş bulma için düşünecek olursak bir altın bileziktir. Gerçekten hızlı yazı yazmak her iş kurumunda veya işinizde işe yarar. Özellikle şimdi Adliye'ye memur alımlarında KPSS sınavının yanı sıra bireylerin mutlaka On Parmak bilme şartı aranmaktadır.

HANGİ KLAVYE TİPİNİ TERCİH ETMELİYİM ?

On Parmak klavye kullanmayı öğrenebilmek için öncelikli olarak klavye türü seçilmedir. Dünya üzerinde yüzlerce çeşit klavye türü vardır. Klavye türleri genellikle ülkeden ülkeye değişir. Her ülkenin kendine özgü bir klavye tipi vardır. Dünya üzerindeki en yaygın klavye türü Amerikan standardı olan "Q" klavyedir. Q Klavye denmesinin sebebi klavyedeki daktilo tuş takımındaki ilk tuşunun "Q" ile başlamasından kaynaklanır. Eğer "F" ile başlasaydı "F Klavye" denilirdi. Yalnız "Q Klavye" Amerikan standardı bir klavye olduğu için klavyedeki tuş dizilimi İngiliz Alfabesine göredir. Yani Türkçe karakterler bulunmaz. Bu yüzden bizim Türkçeye de uygun bir klavye türü değildir. Türkiye deki bilim adamlarımız ise bu konunun üstüne düşerek Amerikan standartlığı bozulmasın ve aynı zamanda klavye Türkçemize uygun olsun diye Amerikan Q tipi klavyeye sonradan "ğ,ş,ç,i,ü,ö" harflerini eklenerek "Türkçe Q" klavye tipine dönüştürülmüştür. Bu olayı klavyedeki daktilo tuşları kısmının sağ tarafına dikkatli bakarak Türkçe karakterlerin düzensiz bir şekilde sıkıştırılmış olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.

Yalnız Türk bilim adamlarımız bir ikinci alternatif olarak Türkçemize ve Türkçe yazım kurallarını ve hızını etkileyecek maksimum verim alabilecek bir klavye tipi ürettiler. Bu klavye Türkiye'mizin klavyesi olan "F Klavye"dir. "Türkçe F" klavye Türkçe olarak yazımlarda maksimum hız, denge ve ergonomiyi sağlayacak kullanması çok kolay, hata yapma olasılığı çok az bir klavye türüdür.

Hemen şunu da belirtmek gerekir ki Türkçe F klavyede On Parmak yazan bir kimse ile Türkçe Q klavye de On Parmak yazan bir kimse arasında %20 ila %40 civarında hız farkı vardır. Yani F klavye her zaman Q klavyede daha iyi ve daha hızlıdır.

Örnek verecek olursak "J" tuşu Q Klavyede Sağ İşaret parmağının kontrolündedir. Türkçede en az kullanılan "J" harfinin, önemli ve tuş hâkimiyeti yüksek olan Sağ İşaret parmağının kontrolündeyken, F klavyede aynı parmak yani Sağ İşaret parmağımız "A" harfine tekabül eder. J harfinin Türkçede ne kadar sık kullanıldığı ise malumdur. Sizce F klavyenin tuş dizilimi mi? Yoksa Q klavyenin tuş dizilimi mi? Daha verimli?

Yalnız burada şunu da belirtmek gerekir ki Türkçe F klavye Türkçemize göre çok üstün bir klavye tipi olmasına rağmen Türkiye de izlenen yanlış politikalar sonucu Q Klavyeye karşı yenik düşmüştür. Artık eskiden devlet dairelerinde zorunlu olan Türkçe F klavye hızla yerini Türkçe Q klavyeye bırakmaya başlamıştır. Artık her yerde aşağı yukarı hep Türkçe Q klavye kullanılmaya başlanmıştır. Bir bakıma Türkçe Q klavye kullanmak programcılar açısından üstün olmakla beraber (programlama dilleri çoğunlukla İngilizce olduğu için) diğerleri (editörler, yazarlar vs.) açısından kesinlikle yavaştır. Bir de ülkemizde kullanılan programların büyük bir bölümü yabancı ülkelerden ithal edilmektedir. Dolayısıyla bu programlarda Q tipi klavye standartlarından en verimli şekilde yararlanılacak biçimde ilişkilendirilmiştir. Türkçe F klavye ise bu aşama da yenik düşebiliyor.

Son söz olarak eğer programcılık gibi bilgisayarda ileri hedefleriniz var ise Türkçe Q klavye tipini seçmeniz yararınıza olacaktır. Fakat bilgisayarda sadece metin tabanlı işlemler gerçekleştirecekseniz o zaman Türkçe F klavye türünü seçmeniz sizin avantajınızadır. Türkçe F klavye çoğu zaman iyidir.

ON PARMAK KLAVYE KULLANMAYI ÖĞRENEBİLMEK İÇİN GEREKLİ TİYOLAR

  • Öncelikle şunu söyleyeyim. On Parmak klavye kullanmayı bir veya birkaç günde öğrenemezsiniz. On Parmak klavye kullanabilmek için öğrenme stratejinizi zamana yaymanız gerekir. Yani süreklilik önemlidir.
  • Günlük yarım saat çalışmakla normalde 2,5 – 3 ayda en fazla olarak 5 ayda öğrenilir.
  • Çalışmalarınızı mümkünse karanlık bir yerde yapmaya çalışın. Yani çalışırken klavyeyi görmeyin. Böylelikle tuşlara bakma gereksinimi hissettiğinizde tuşları göremeyeceğinizden dolayı yazma gayretiniz ve tuşlara alışma zorunluluğunuz artmış olacaktır.
  • İlk olarak On Parmak klavye alıştırmayı sistematik bir ders düzeni içerisinde öğreten "Öz-Bim On Parmak v3.0" programından faydalanabilirsiniz. Bu programda parmaklar ve tuş ilişkisi bireylere kavratılarak tuşlar kullanıcıya öğretilir. Yalnız kesinlikle yeterli değildir. Kendinizi gerçek dünyanın metinlerine ve kelimelerine atmalısınız.
  • Bunun için öncelikle Windows'un "Not Defteri" programını açarak aklınıza ne geliyorsa saçma sapan mantıklı bir şeyler olması önemli değil yazmaya çalışın. Bunu alışkanlık haline getirin. Bu metot kendi aklınızdan yazdığınız için başka bir yerden alıntı olarak yazacağınız yazılarda sizi daha az sıkar ve size zevk verir.
  • Önünüze geçen sevdiğiniz herhangi bir yazıyı (takvim yaprağı, kitaptaki bir sayfa vs. ) yazmaya çalışın.
  • Herhangi bir müzik parçası açarak şarkıcının söylediği sözleri yine Windows'un "Not Defteri" programında yazmaya çalışın. Yani şarkıcı söylesin siz yazın. Böylelikle hem duyma hem de yazma kabiliyetiniz gelişmiş olacaktır.(Dikkat! : Dinleyeceğiz şarkı HipHop türü hızlı şarkılar olmasın. Yavaş Slow türü şarkılar seçin.(Müslim Gürses J)

* HIZ ÖNEMLİDİR. HIZLI OLAN DAİMA ÖNE GEÇER. *


ZEYNETTİN KOZAN

Bilgisayar Eğitmeni

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
  • Alarm Sistemleri23 Mayıs 2018 Çarşamba 13:27
  • Kulaklık18 Nisan 2018 Çarşamba 21:32
  • Samsung Tablet Fiyatları17 Aralık 2017 Pazar 23:12
  • Pratik Kullanım Sağlayan Siteler08 Aralık 2017 Cuma 14:14
  • Digitalzone’17 İle SEO Uzmanları Türkiye’de13 Ekim 2017 Cuma 21:54
  • Saat06 Ekim 2017 Cuma 21:17
  • Vatandaş İstiyor, Karatay Yapıyor29 Eylül 2017 Cuma 14:57
  • Samsung Akıllı Telefonlar26 Ağustos 2017 Cumartesi 22:19
  • Lenovo Telefon10 Ağustos 2017 Perşembe 18:07
  • Psikolog Aysun Hızlı Okur ”Çocukluğunuz Teknoloji Bağımlısı Olmasın”05 Ağustos 2017 Cumartesi 16:02
  • Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Haber Bölge | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0534 325 83 00