Salih Uçan, geçen yıl taraftarın kahramanı oldu. Adı şarkılarda geçti. Genç oyuncuları geliştirmesiyle bilinen Ersun Yanal ile çalışacağı belli olduğunda, beklentiler de arttı. Ama olmadı. 18'e bile giremedi. Dedik ya, Yanal'ın disiplini meşhur. Salih Uçan'ı karşısına çekip, bu temposu ve fizik gücüyle oynayamayacağını anlatır. Bunu nasıl geliştireceğini, hangi parametrelerin olması istediğini söyler. Alves, Emre, Kuyt gibi takımın büyükleri bunları yaparken, Salih Uçan arka kapıdadır. Yanal hayal kırıklığına uğrar. Kendini geliştirmesi için genç oyuncuya bazı kitaplar hediye ederler. Bir ay sonra "Okundun mu?" diye sorulur, "Okumadım" der. ikinci yıkım gelir. Salih Uçan bir taraftan, otoriteye başkaldırmayı, büyümenin nedeni sayarken, diğer taraftan da takımın en sevileni olmayı da başarır. Yanal'ın kalbindeki yerini ise bir karakter gösterisi ile alır.
Yılbaşı izni bir gündür. Oyuncular uzatmasını istemek için Yanal'ın odasına gelirler. Aralarında Salih de vardır. "Hadi bunlar büyükler, aileleri var, uzatmak istiyorlar. Senin ne işin var" diye takılır genç oyuncuya... "Ben bu takımın oyuncusu değil miyim?" cevabını verir gülerek Salih."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.