Soylu Türk Milletinin şan, şeref ve zaferlerle süslü harikulade tarihi içinde en muhteşem zaferlerden birisi, dünya tarihinin seyrini değiştirip bir çağın kapanıp bir çağın açılma vesilesi, peygamber müjdesi olarak nitelendirilen İstanbul’un fethinin 562.yılını gururla ve onurla kutluyoruz.
Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u fethettikten sonra Ortadoks, Ermeni patrikleri ve Yahudi hahambaşı atamalarını bizzat gerçekleştirerek bu gün bile tüm insanlığın hasret kaldığı hoşgörüyü, tüm dinlere göstererek kimsenin din ve vicdan hürriyetine dokunmayarak can, mal ve namus güvenliğini teminat altına almıştır.
İstanbul’un fethi askeri bir zaferden çok gönüllerinde fethedilmesi ile Türk-İslam coğrafyasının genişlemesine vesile olmuştur. İslamiyet fetih sonrası Avrupa’ya yayılmış, yeni bir çağ başlamıştır.
Peygamber’imiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) in övgüsüne mazhar olabilmek için “Ya İstanbul’u alırım ya İstanbul beni” sözleri ile İstanbul’un fethi için ne kadar kararlı olduğunu ortaya koyan Fatih Sultan Mehmet, bu uğurda çağın tüm teknolojilerini kullanmış, askerini fetih disiplini içinde eğitmiş, geçit vermez Bizans surlarını Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethindeki amacı dökmek, yıkmak, kırmak değil, aksine iyileştirmek, güzelleştirmek düzeltmektir. Fetih sonrası İstanbul’a giren Fatih Sultan Mehmet’i ve onun kutlu askerini tarih boyunca hak, hukuk, eşitlik, ve adalet gibi kavramlarla milletleri idare ettiklerini bilen Bizans halkı güller ile karşılamıştır.
Bu duygu ve düşüncelerle, İstanbul'un fethinin 562. yıldönümü şahsım ve Aksaray Barosu adına kutluyor, bizlere bu onurlu günleri yaşatan, bu kutsal şehri ilelebet vatan toprağı haline getirerek tarihe Türk mührünü vuran Fatih Sultan Mehmet başta olmak üzere aziz şehitlerimizi kahraman ecdadımızı minnetle yad ediyor, Türk gençliğinin fatih ruhunu kaybetmemesini diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.