Ülkemiz çok büyük bir sınav ve badireden geçerken toplum olarak neden bu kadar sevimsiz olduk? Birbirimize daha çok ihtiyaç duyduğumuz ve daha sık kucaklaşmamız gerektiği halde birbirimizden uzak durmaya çalışıyoruz? Çarşıda, pazarda, sokakta ve hatta yan komşumuzla dostluğumuz yok. İnsanlar birbirini sevmiyor, komşu komşusuna merhaba demiyor. Bayramda seyranda dahi olsa insanlar birbirini görmek istemiyor. Sanki yaşamımız robotlaşmış, hayat menfaatler üzerine döner olmuş.
Cumartesi günü 15 Temmuz Demokrasi meydanında ayakkabımı boyatırken, uzun zamandır görmediğim bir dostum meydanda otururken beni görmüş kalkıp yanıma geldi. Hasbihal ettik, kalp rahatsızlığı geçirmiş, bundan dolayı dışarı çıkmıyormuş.
Uzun uzun sohbet ettim, inanın sohbetini özlemişim. Dedimki neden böyle olduk, hastalığımızdan bile haberimiz yok. Oda aynı şeyden dertlendi ve konu toplumun menfaatperes ve çıkarcı olmaya doğru gittiğini söyledi. Bu cümlesine katılmamak elde değil.
Ben bazen eskilerden bahsederken yeni nesil o eskidendi deyip geçiyor. Vallahi eskiden insanlar birbirlerini menfaatsiz ve karşılıksız severdi. Ya şimdi varmı karşılıksız birbirini seven, varsada çok azdır. İstisnalar kaideyi bozmaz. İnsanların birbirine güveni sarsmış, çünkü güven olayı bitmiş. Neden Cumhurbaşkanı “yalnızım” dedi? Onca insanla yola çıkıp birçok inanı mahallesinde tanınmazken dünyaya tanıttığı halde kendisine ihanet ettiler.
Evet bunun asıl temel sorunu maneviyat eksikliğimiz. Hemen ardındanda itikadımızın düzenli olmayıp bozuk oluşundandır. Adamı yüz sefer övün sırtınızda taşıyın, ama bir gün kuyruğuna basın bakalım nasıl vanııyor. Yaptığınız o yüz iyilik bir çırpıda size düşman olarak dönüyor. Bu asırda sadık, güvenilir ve kadim dost bulmak inanın çok azdır.
Çarşıda pazarda yürürken sizi gören bir tanıdığınız selam vermemek için yönünü değiştiriyor veya yüzünü çeviriyorsa bizlere bir hal olmuştur. Hani bizler kardeş ve dost idik? sorsam bırakın başkalarını yılda kaç akrabamızı gidip ziyaret edip hatırıı soruyoruz? Aceba kaç akrabamızla aramız iyi dostuz. İşte menfaatler herşeyin önüne geçmiş vesselam.
Menfaati gördüğünde akrabayı bırakın kardeşinizi tanımaz olmuşuz. Menfaat meselesi herşeyin önüne geçmiş kimse kimseyi tanımaz olmuş. Hani dört günlük dünyada yaşıyorduk. Birbirimizi kırmaya gerek yoktu ya. Varmı bu düstürü ilke edinen bir kişi?
Hele makam ve mevki sahibi insanlar bir ayrı olmuşlar. Seni kullandıkları zaman senle dostlar. Seni kullanamadıkları zaman geçmişte ona ne kadar faydan olursa olsun bir çırpıda seni satmıştır. Siyasiler öyle değil mi? Hergün öv yağla, bir gün dokun senden kötüsü yok. Bu bir dostluk değil menfaatçiliktir. Birisi seni her zaman sayıp sevmiyorsa o insan senden yararlandığı süre kadar dostdur.
Ben bunları çok yaşayanlardan olduğum için çok iyi biliyorum. Bunun içinde her insan insanın dostu olmaz. İnsanın sayılı parmak kadar kadim dostu olur demişimdir. Eğer bir insan sana ihtiyaç duyduğu zaman seni hatırlıyorsa vallahi o dost değil menfaatçidir. Herkes bir hesap kitap peşine düşer olmuştur.
Neden insan hep eskileri yad edip arıyor. Çünkü dostlukta, samimiyette, kardeşlikte ve birlikte eskiden daha güzeldi. Birçok köyümüzde hala dostluk yine eskisi gibidir. Cenazeleri olduğunda kimse köy dışına çıkmaz. Ya bizde aynı apartmanda oturanlar cenazeye bile iştirak etmeyiz.
Vallha ne krdeşlik kaldı, nede birlik ve beraberlik kaldı. Bunun ana nedeni ise maneviyat eksikliğidir. Gelin bizleri ne siyasiler, nede başkaları menfaatleri uğruna bizleri kutuplara bölüp ayırmasın. Herkes birbirini sevsin kucaklasın. Dünya Sultan Süleymana kalmadı ki, bize kalsın. Sevgi kardeşlik ve dostluktan kimseye kötülük gelmez. İki dakikalıkta olsa birbirimizin hatırını sorup samimi olalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.