• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 9 °C

Gelini İçin Çeyiz Hazırlayan Padişah

Gelini İçin Çeyiz Hazırlayan Padişah
Gelini İçin Çeyiz Hazırlayan Padişah

Osmanlı hükümdarları, kuruluş yıllarından itibaren zaman zaman siyasi evlilikler yapmayı tercih etmiş ve bu sayede komşularıyla ilişkilerini sıcak tutmayı başarabilmiştir. Bu evlilikler hakkındaki bilgilere ilk dönem Osmanlı kaynaklarından ulaşmak mümkün. Örneğin Sultan II. Murad, hem kendisi hem de şehzadesi Mehmed için de bu tarz bir evliliği uygun bulmuştu. Ancak Sultan, günümüzde de önemini kaybetmemiş bir gelenek olan gelin çeyizi konusunda bazı problemler yaşamıştı.

Sultan II. Murad padişah olduktan sonra İsfendiyar Beyi Taceddin İbrahim’in kızı Hatice Sultan ile nikah kıydı. Ancak Sultan’ın düğünü Bursa’da yapılırken tatsız bir olay yaşanmış, Sırp Despotu Vılkoğlu, Gazi İshak Bey’in oğlunu esir alarak Osmanlı sınırlarına müdahale etmişti. Haberi alan II. Murad, büyük bir orduyla Sırp toprakları üzerine sefere çıkıp düşmana büyük zayiatlar verdi. Bu saldırılara daha fazla dayanamayacağını anlayan Sırp Despotu Vılkoğlu barış istemekle kalmamış, kızını da çeyiziyle birlikte Sultan Murad’a vermek için haber göndermişti. Devlet büyükleri, çok kızgın olan padişaha “Kızı almak gerek” diye tavsiyede bulundu. Gerekli hazırlıklar yapıldı ve Sırp Despotu’nun kızı Semendire’den alındı.

Kızının çeyiz defterini gelen dünürlere teslim eden Vılkoğlu, Sultan II. Murad’a iletilmesi için özel bir mesaj yollamayı da ihmal etmedi. Başkentte dünürleri ve gelini bekleyen Sultan Murad, Vılkoğlu’nun mesajını duyunca çok sinirlenmiş, düğün yapmadan çeyizi olduğu gibi geri göndermişti. Bu enteresan olayı Aşıkpaşazâde şöyle anlatıyor: “Dünürleri büyük bir saygı ve hürmetle Semendire’ye götürdüler. Onlara nihayetsiz iyi armağanlar verdiler. Kızın çeyiz hesabını yazmışlar. O çeyiz defterini Özbek Ağa’ya verdiler. Vılkoğlu demiş ki: “Bu çeyizi kızıma vermedim. Hepsini padişaha verdim. Dilerse bu cariyesine versin. Dilerse diğer cariyelerine versin” dedi. Sözün kısası kızı Edirne’ye getirdiler. Padişah kendisine düğün etmedi ve ‘Bir kâfirin kızına düğün ne gerek’ dedi. Ve de Vılkoğlu’nun konu ettiği çeyiz meselesini padişaha bildirdiler. Bunun üzerine padişah: ‘Benim cariyelerimin nesnesi yok mudur ki onun kızının çeyizini ben alayım da diğer cariyelerime vereyim’ dedi. Vılkoğlu’nun hiçbir nesnesini kabul etmeyip çeyizini yine kendisine verdi. Kız az bir zaman Edirne’de padişahın yanında durdu sonra Bursa’ya gönderdi. İsfendiyar kızı Bursa’da idi. Onu Edirne’ye getirdi...”

AZ BULDUĞU İÇİN İLAVE YAPTI

Türk kültüründe çeyiz, evlenecek kızlar için vazgeçilmez bir unsurdur. Birçok milletin kültüründe de görebileceğimiz bu kadim gelenek Osmanlı saray hayatında da canlı bir şekilde yaşatılmış, yukarıda bahsedildiği gibi zaman zaman bazı sıkıntıların doğmasına da neden olmuştur. Bu duruma bir örnek yine II. Murad devrinden verilebilir. Sultan II. Murad, Kosova Savaşı’ndan sonra şehzadesi Mehmed’i evlendirmek istemiş, gelin adayı olarak da Dulkadiroğlu Süleyman Bey’in kızı düşünülmüştü. Ancak burada da kızın çeyiziyle ilgili bir sorun yaşandı ve olaya bizzat Sultan Murad müdahale etti. Aşıkpaşazâde bu mevzuya dair de şunları söylüyor: “Amasya’dan Hızır Ağa’nın hatununu gönderdiler. Yürüdü Elbistan’a Süleyman Bey’e vardı. O vakit Süleyman Bey’in beş kızı vardı. Beşini de oraya getirdi. Hızır Ağa hatunu da kızları görünce beğendiği kızın eline yapıştı. İki gözünden öptü. Sonra Padişah’a haber verdi. Padişah, Hızır Ağa hatununun beğendiği kızı kabul etti. Yine Hızır Ağa hatununu ve Rum (Sivas, Amasya, Tokat) eşraflarının hatunlarını gönderdiler. Konukları bizzat Süleyman kendisi karşıladı. Çok hürmet edip dünürleri iyi bir yere kondurdu. Sonra kızın elini tutup Hızır Ağa hatununun eline verdiler. Onlar da kızı alıp doğru Edirne’ye getirdi. Sultan Murad gelinin çeyizi ne ise tamamını gördü ve ‘Hele benim töremde bu değildir. Ve hem azdır’ dedi. Kendisi bir çeyiz hazırladı ki padişahlara layık. Gelinin çeyizine nice nesneler ilave etti. Düğün yaptı. Bu düğün hicretin sekiz yüz elli üçünde Edirne’de oldu.” (1449/50)

 

 

Murat Kutlu/Stargazete

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2010 Haber Bölge | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0534 325 83 00